SAHİH-İ İBN-İ HİBBAN Zvd

BABLAR    KONULAR  -  NUMARALAR

KİTABU’S-SALAT

<< 218 >>

37- Oturarak Namaz Kılan Imam

 

(:-364-:) Abdullah b. Ömer anlatıyor: (Bir gün) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir grup sahabenin içerisinde idi ve:

 

"Benim, Allah'ın size gönderdiği bir elçi olduğumu bilmiyor musunuz?" buyurdu. Sahabiler:

 

"Evet (biliyoruz). Senin Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik ederiz" dediler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Bana itaat edenin Allah'a itaat ettiğini ve Allah'a itaatin de bana itaat olduğunu bilmiyor musunuz?" buyurdu. Sahabiler:

 

"Evet (biliyoruz). Sana itaat eden kimsenin Allah'a itaat ettiğini ve Allah'a itaatin de sana itaat olduğuna şahitlik ederiz" dediler. Bunun üzerine Hz. Nebi s.a.v.:

 

"O halde Allah'a itaat, bana itaattir. Bana itaat ise, valilerinize itaat etmenizdir. Eğer emir sahipleriniz oturarak namaz kılarlarsa siz de oturarak namaz kılınız" buyurdu.

 

- - -

isnadı ceyyiddir. ibn Hibban 3/272 (2106), Ebu Ya'la, Müsned (5450), Ahmed, Müsned

(2/93), Taberani, M. el-Kebir 12/321 (13238) ve Tahavi (1/404)

 

 

 

(:-365-:) Cabir (b. Abdillah) anlatıyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'de bir at'a bindi de at onu bir hurma kökünün üzerine düşürdü, (bu sebeple de) bir ayağı çıktı. Ziyaret etmek maksadıyla huzuruna girdik. O'nu, Aişe'ye ait meşrebede (şerbetlik denilen odada) oturmuş tesbih ederken bulduk. Biz de (O'na uyarak) arkasında ayakta durduk. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize ses çıkarmadı. Sonra başka bir defa O'nun yanına (ziyarete) gittiğimizde (oturduğu yerde) farz namazı kılarken bulduk. Biz de arkasında ayakta O'na uyduk. Bu defa bize (oturmamızı) işaret buyurdu. Biz de oturduk. Namazı bitirince:

 

"İmam oturarak kıldığı zaman siz de oturarak namaz kılınız. O ayakta namaz kılarsa, siz de ayakta namaz kılınız. Perslerin, liderlerine karşı davrandıkları gibi (siz de bana öyle) davranmayın" buyurdu.

 

- - -

isnadı Müslim'in şartınca sahihtir. ibn Hibban 3/247 (2109), Ebil Ya'la, müsned 3/411

(1896), Beyhaki, sünen (3/79-80) ve İbn Huzeyme (1615)

 

 

 

(:-366-:) Başka bir kanalla yukarıdaki hadisin aynısı nakledilmiştir. Farklı olarak bu rivayette şu ifade yer alır:

 

"imam / Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem oturmakta iken sahabiler ayakta duruyorlardl.

 

- - -

İsnadı Müslim'in şartınca sahihtir. ibn Hibban 3/275 (2111).

 

 

 

38- Bunun Yürürlükten Kaldırılması (Neshi)

 

(:-367-:) Hz. Aişe anlatıyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (son) hastalığında bayıimıştı. Sonra ayıldığında, (çevresindekilere): "İnsanlar namaz kıldı mı?" diye sordu. Onlar da:

 

"Hayır (kılmadılar)" dediler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Ebu Bekr'e söyleyiniz de, insanlara namaz kıldıfsın" buyurdu. Ben de: "Ey Allah'ın Resulü! Doğrusu Ebu Bekr, yufka yürekli bir adamdır. O, senin makamında namaza durduğunda (bu yapısından dolayı ağlayıp) insanlara namaz kıldırmaya güç yetiremez" dedim ...

 

Hadis devamla şu şekilde geçmektedir: Ebu Bekr (mihraba çıkıp) halka namaz kıldırdı. Sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisinde bir hafiflik hissetti ve Berıre ile NObe'ye dayanarak (Mescid'e) çıktı. Çakıl taşları içerisinde (yürürken) ayakkabılarını yerlerde sürüdüğü ve ayaklarının tabanıarı hala gözümün önündedir. (Kendisini taşıyan) iki kimseye:

 

"Beni, Ebu Bekr'in yanına oturtunuz" buyurdu. Ebu Bekr, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i görünce geriye doğru çekildi. Resulullah s.a.v. ise ona yerinde sabit kalmasını işaret etti. Bunun üzerine o iki kişi, Resulullah s.a.v.'i yanına oturttular.

 

 

Aişe devamla der ki: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem oturduğu yerde namaz kılıyordu. Ebu Bekr de ayakta Resulullah s.a.v.'in namazına uyarak namaz kılıyordu. Cemaat de Ebu Bekr'in namazına uyarak namaz kllıyorlardı.

 

- - -

isnadı hasendir. ibn Hibban 3/278-279 (2119) ve Ebu Ya'la, Müsned 7/652 (4478)

 

 

 

(:-368-:) Hz. Aişe der ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat ettiği hastalığı sırasında Ebu Bekr'in arkasında oturarak namaz klldı.

 

- - -

İsnadı sahilitir. İbn Hibban 3/279 (2116), Tahavi (1/406), Ahmed, Müsned (6/159), Tirmizi, sünen (362), Beyhaki, sünen (3/82-83) ve Nesai sünen (787)